Yayın Tarihi:Çarşamba, Kasım 16, 2011
admin
Abdullah Gül'e Macaristan devlet nişanı
Macaristan Cumhurbaşkanı, Gül'e üstün insani ve siyasi başarılarının göstergesi olarak Macaristan'ın en yüksek devlet nişanını takdim etti
ANKARA - Resmi ziyaret için Türkiye'de bulunanMacaristan Cumhurbaşkanı Pal Schmitt, CumhurbaşkanıAbdullah Gül'e üstün insani ve siyasi başarılarının göstergesi olarak Macaristan'ın en yüksek devlet nişanını takdim etti.
Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, MacaristanCumhurbaşkanı Schmitt ve eşi Katalin Makray onuruna Çankaya Köşkü'nde resmi akşam yemeği verdi. Yemeğe Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye-Macaristan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Vural Kavuncu, Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Istvan Szabo, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Ankara Üniversitesi Rektörü Cemal Taluğ, tarihçi İlber Ortaylı ile bazı sporculardan oluşan davetliler katıldı.
Yemekte konuşan Gül, konuşmasının başında Schmitt'e, ''Sporculuk kariyerindeki ilk dünya şampiyonluğunu Ankara'da kazanmış biri olarak Türkiye ve Türklere ne denli güçlü dostluk hisleri beslediğinizi çok iyi biliyorum. Böyle kıymetli bir Cumhurbaşkanının önderliğinde Türkiye ve Macaristan arasındaki dostluk ve müttefiklik bağlarının daha da pekişeceğine tüm kalbimle inanıyorum'' diye hitap etti.
Türkiye ile Macaristan arasındaki dostluğun, yüzyılların süzgecinden geçtiğini ve iki ülke halkı tarafından özümsendiğini ifade eden Gül, Türkler ve Macarlar'ın, milli kurtuluş mücadelelerinde ve yeni devlet kurma çabalarında hep birbirlerine destek olduğunu vurguladı. Gül, ''Macaristan Parlamentosu'nun 1922 yılında Türk halkının bağımsızlık zaferini ilk kutlayanlar arasında yer almasını hiçbir zaman unutmayacağız. Keza Macar dostlarımızın, Atatürk'ün toprağa verildiği gün tüm kamu kurumlarına ve evlerine siyah bayrak asmaları da hafızalarımızdaki yerini hep koruyacaktır'' diye konuştu.
ORTA ASYA BOZKIRLARINA UZANAN BAĞLAR
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Macaristan arasında orta Asya bozkırlarına kadar uzanan bağların, iki ülkenin dillerinde ve kültürlerinde de kalıcı izler bıraktığını belirterek, bu bağların, bugün de iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal işbirliğinin geliştirilmesi için sağlam bir zemin oluşturduğunun altını çizdi.
Türkiye ile Macaristan arasındaki dostluk ruhunun, Osmanlı İmparatorluğu'ndan beri her döneme damgasını vurduğunu anlatan Gül, şöyle konuştu:
''Bu dostluğun bilim, kültür ve sanat alanında müşahhas örnekleri mevcuttur. Nitekim, dünyadaki ilk Türkoloji kürsülerinden biri 1870 yılında Macaristans'da kurulmuştur. Bugün ziyaret ettiğiniz Ankara Üniversitesindeki Hungaroloji kürsüsü de 1935 yılında çalışmalarına başlamıştır. Osmanlıyı anlatan en etkileyici eserlerden biri olan Peçevi Tarihi'nin yazarı, Macar kökenlidir. Aynı şekilde, tarihimizin şanlı sayfalarına isimlerini altın harflerle kazıyan Humbaracı Ahmet Paşa ve Orban Usta ile bu topraklara matbaayı ilk defa getiren İbrahim Müteferrika aslen Macar'dır. Çağdaş anlamda Türk itfaiyeciliğinin öncüsü olan ve yarım yüzyıla yakın süreyle İstanbul İtfaiyesini yöneten Seçenyi Paşa, ya da sizin bildiğiniz adıyla Kont Ödön Seçenyi, ebedi istirahatgahı olarak İstanbul'u seçen ortak tarihimizin çok önemli bir ismidir.
Tarih boyunca Türkiye'ye sığınmış Macar kahramanları bizim de kahramanımız olmuştur. Zamanında Sultan Abdülmecid Han, iadeleri yönünde yapılan baskılar karşısında 'tacımı veririm, tahtımı veririm, ama devletime sığınanları asla geri vermem' diyerek Macar mültecilere sahip çıkmıştır. Bu kapsamda gönlümüzü açtığımız en önemli isim şüphesiz Koşut Layoş'tur. Layoş, bu yıl yeni bir anayasanın kabul edildiği Macaristan'ın modern anlamdaki ilk anayasasını esasen Kütahya'dayken kaleme almıştır.''
KARŞILIKLI DESTEK
Gül, tarihin geçmişin acı hatıralarında boğulanları değil, yüzünü geleceğe dönen milletleri ödüllendirdiğini dile getirerek, ''Bunu başarabilen Türk ve Macar halkları bugün ilişkilerimizi dostluk, işbirliği ve karşılıklı yarar temelinde geliştirmek için çalışmaktadır. Gelecek nesillere bırakmak istediğimiz miras da bu karşılıklı anlayış, hoşgörü ve dostluğun ışığında şekillenecektir'' diye konuştu.
Türkiye'nin, Macaristan'ın çoğulcu demokrasi ve pazar ekonomisine geçiş sürecini başından beri desteklediğini ifade eden Gül, Macaristan'ın NATO ve AB üyeliklerinin Macar halkını olduğu kadar Türkleri de memnun ettiğini söyledi. Gül, ''Bugün biz de Macar dostlarımızın AB yolundaki kararlı yürüyüşümüze görünür ve güçlü desteğini almaktan mutluyuz'' dedi.
Zengin insani ve kültürel değerlerinden güç alarak, Macaristan ile işbirliğinin her alanda daha da gelişmesi için çalışmaya kararlı olduklarını vurgulayan Gül, ''Bunu sadece ülkelerimiz ve halklarımızın yararı için istemiyoruz. Mevcut konjonktürde işbirliğimizin gelişmesinin, bölgesel ve küresel barış ve güvenliğe de olumlu tesir yapacağına inanıyoruz'' ifadelerini kullandı.
Gül, Türk ve Macar halkları arasındaki dostluk, iyi niyet ve hoşgörünün tüm dünyaya örnek olmasını dileyerek, kadehini kaldırdı.
SCHMITT'İN KONUŞMASI
Macaristan Cumhurbaşkanı Schmitt de selefi Ferenc Madl'ın 2002'deki ziyaretinin ardından Türk dostların konukseverliğini hissetmenin kendisi için sevinç ve onur verici olduğunu dile getirdi. Ankara'ya ilk kez yaklaşık 40 yıl önce geldiğini anlatan Schmitt, aradan geçen bu sürede kentte meydana gelen muazzam değişimlere şahit olduğunu ifade etti.
''Ankara, biraz da Macarların şehri sayılabilir'' diyen Schmitt, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu takip eden yıllarda birkaç bin Macar mühendis bilimadamı ve işçinin Türkiye'nin çağdaşlaştırılmasında görev aldığını söyledi. Schmitt, Etnografya Müzesi'nin kurulmasında, Meteoroloji'nin temellerinin atılmasında, Stadyum ve Hipodrom inşalarında, yeşil alan ve ağaçlandırma planlarında Macarların görevlendirildiğini anlattı.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi bünyesindeki Hungaroloji anabilim dalının gönüllerinde özel bir yere sahip olduğunu dile getiren Schmitt, bugün üniversitenin yönetici ve öğrencileriyle bir araya gelmenin kendisini oldukça etkilediğini söyledi.
Macar-Türk ilişkilerinin yaklaşık bin 500 yıllık geçmişe dayandığını belirten Schmitt,''Macarlar için Türklüğün tarihini, lehçelerini, medeniyetini ve etnografyasını incelemek spesifik bir araştırma alanı değildir. Tam tersine fevkalade büyük önem taşır ve bu konularla ilgilenmediğimiz takdirde Macarların inkişafını, yurt tutuşlarının ayrıntılarını ve 14-18. yüzyıl tarihini anlayamayız'' diye konuştu.
Schmitt, iki ülkenin kültürüne ve diline karşı olan ilgiye cevap verecek Macar ve Türk kültür merkezlerinin kurulmasını gerekli gördüğünü söyledi.
İki ülke arasındaki ilişkilerin son on yılda olağanüstü geliştiğini vurgulayan Schmitt,''Macaristan bu sırada AB üyesi oldu ve bu sıfatla Türkiye ile katılım görüşmelerinin başlayabilmesine yardımcı oldu. Geçen 10 yıla yakın dönemde Türkiye önemli reformlar gerçekleştirdi. Türkiye'nin toplumsal ve ekonomik modernizasyonda, AB müktesebatıyla uyum sağlamasında, uluslararası saygınlığının güçlendirilmesinde elde ettiği neticelerle biz Macarlar da gurur duyuyoruz'' dedi. Schmitt, AB'nin tam üyesi olan, güçlü, modern ve demokratik Türkiye'nin Macaristan'ın da çıkarına olduğunu ifade etti.
DEVLET NİŞANI
Konuşmaların ardından Schmitt tarafından Gül'e üstün insani ve siyasi başarılarının göstergesi olarak Macaristan'ın en yüksek devlet nişanı takdim edildi. CumhurbaşkanıGül'ün Dışişleri Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı döneminde demokratik reformların hayata geçirilmesinde ve Türk-Macar ilişkilerinin geliştirilmesinde Büyük çaba harcadığını söyledi. Macar halkının Türkiye'nin son 10 yıldaki başarılarını gururla izlediğini ifade eden Schmitt, ''Sayın Cumhurbaşkanı'nın üstün insani ve siyasi başarılarının göstergesi olarak Macaristan'ın en yüksek devlet nişanını sunmak benim için şereftir'' dedi.
Schmitt, Gül'ün çabalarıyla iki ülke arasındaki işbirliğinin daha yüksek seviyelere çıkacağına dair inancını dile getirdi.
Kendisine Macaristan'ın en yüksek devlet nişanının verilmesinden dolayı teşekkür eden Gül, ''Bu nazik jestiniz Türk-Macar dostluğunun en mümtaz örneğini teşkil edecektir'' diye konuştu. Gül, nişanın Türk dostu Macar Cumhurbaşkanından almanın kendisi için büyük kıvanç olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, MacaristanCumhurbaşkanı Schmitt ve eşi Katalin Makray onuruna Çankaya Köşkü'nde resmi akşam yemeği verdi. Yemeğe Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye-Macaristan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Vural Kavuncu, Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Istvan Szabo, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Ankara Üniversitesi Rektörü Cemal Taluğ, tarihçi İlber Ortaylı ile bazı sporculardan oluşan davetliler katıldı.
Yemekte konuşan Gül, konuşmasının başında Schmitt'e, ''Sporculuk kariyerindeki ilk dünya şampiyonluğunu Ankara'da kazanmış biri olarak Türkiye ve Türklere ne denli güçlü dostluk hisleri beslediğinizi çok iyi biliyorum. Böyle kıymetli bir Cumhurbaşkanının önderliğinde Türkiye ve Macaristan arasındaki dostluk ve müttefiklik bağlarının daha da pekişeceğine tüm kalbimle inanıyorum'' diye hitap etti.
Türkiye ile Macaristan arasındaki dostluğun, yüzyılların süzgecinden geçtiğini ve iki ülke halkı tarafından özümsendiğini ifade eden Gül, Türkler ve Macarlar'ın, milli kurtuluş mücadelelerinde ve yeni devlet kurma çabalarında hep birbirlerine destek olduğunu vurguladı. Gül, ''Macaristan Parlamentosu'nun 1922 yılında Türk halkının bağımsızlık zaferini ilk kutlayanlar arasında yer almasını hiçbir zaman unutmayacağız. Keza Macar dostlarımızın, Atatürk'ün toprağa verildiği gün tüm kamu kurumlarına ve evlerine siyah bayrak asmaları da hafızalarımızdaki yerini hep koruyacaktır'' diye konuştu.
ORTA ASYA BOZKIRLARINA UZANAN BAĞLAR
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Macaristan arasında orta Asya bozkırlarına kadar uzanan bağların, iki ülkenin dillerinde ve kültürlerinde de kalıcı izler bıraktığını belirterek, bu bağların, bugün de iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal işbirliğinin geliştirilmesi için sağlam bir zemin oluşturduğunun altını çizdi.
Türkiye ile Macaristan arasındaki dostluk ruhunun, Osmanlı İmparatorluğu'ndan beri her döneme damgasını vurduğunu anlatan Gül, şöyle konuştu:
''Bu dostluğun bilim, kültür ve sanat alanında müşahhas örnekleri mevcuttur. Nitekim, dünyadaki ilk Türkoloji kürsülerinden biri 1870 yılında Macaristans'da kurulmuştur. Bugün ziyaret ettiğiniz Ankara Üniversitesindeki Hungaroloji kürsüsü de 1935 yılında çalışmalarına başlamıştır. Osmanlıyı anlatan en etkileyici eserlerden biri olan Peçevi Tarihi'nin yazarı, Macar kökenlidir. Aynı şekilde, tarihimizin şanlı sayfalarına isimlerini altın harflerle kazıyan Humbaracı Ahmet Paşa ve Orban Usta ile bu topraklara matbaayı ilk defa getiren İbrahim Müteferrika aslen Macar'dır. Çağdaş anlamda Türk itfaiyeciliğinin öncüsü olan ve yarım yüzyıla yakın süreyle İstanbul İtfaiyesini yöneten Seçenyi Paşa, ya da sizin bildiğiniz adıyla Kont Ödön Seçenyi, ebedi istirahatgahı olarak İstanbul'u seçen ortak tarihimizin çok önemli bir ismidir.
Tarih boyunca Türkiye'ye sığınmış Macar kahramanları bizim de kahramanımız olmuştur. Zamanında Sultan Abdülmecid Han, iadeleri yönünde yapılan baskılar karşısında 'tacımı veririm, tahtımı veririm, ama devletime sığınanları asla geri vermem' diyerek Macar mültecilere sahip çıkmıştır. Bu kapsamda gönlümüzü açtığımız en önemli isim şüphesiz Koşut Layoş'tur. Layoş, bu yıl yeni bir anayasanın kabul edildiği Macaristan'ın modern anlamdaki ilk anayasasını esasen Kütahya'dayken kaleme almıştır.''
KARŞILIKLI DESTEK
Gül, tarihin geçmişin acı hatıralarında boğulanları değil, yüzünü geleceğe dönen milletleri ödüllendirdiğini dile getirerek, ''Bunu başarabilen Türk ve Macar halkları bugün ilişkilerimizi dostluk, işbirliği ve karşılıklı yarar temelinde geliştirmek için çalışmaktadır. Gelecek nesillere bırakmak istediğimiz miras da bu karşılıklı anlayış, hoşgörü ve dostluğun ışığında şekillenecektir'' diye konuştu.
Türkiye'nin, Macaristan'ın çoğulcu demokrasi ve pazar ekonomisine geçiş sürecini başından beri desteklediğini ifade eden Gül, Macaristan'ın NATO ve AB üyeliklerinin Macar halkını olduğu kadar Türkleri de memnun ettiğini söyledi. Gül, ''Bugün biz de Macar dostlarımızın AB yolundaki kararlı yürüyüşümüze görünür ve güçlü desteğini almaktan mutluyuz'' dedi.
Zengin insani ve kültürel değerlerinden güç alarak, Macaristan ile işbirliğinin her alanda daha da gelişmesi için çalışmaya kararlı olduklarını vurgulayan Gül, ''Bunu sadece ülkelerimiz ve halklarımızın yararı için istemiyoruz. Mevcut konjonktürde işbirliğimizin gelişmesinin, bölgesel ve küresel barış ve güvenliğe de olumlu tesir yapacağına inanıyoruz'' ifadelerini kullandı.
Gül, Türk ve Macar halkları arasındaki dostluk, iyi niyet ve hoşgörünün tüm dünyaya örnek olmasını dileyerek, kadehini kaldırdı.
SCHMITT'İN KONUŞMASI
Macaristan Cumhurbaşkanı Schmitt de selefi Ferenc Madl'ın 2002'deki ziyaretinin ardından Türk dostların konukseverliğini hissetmenin kendisi için sevinç ve onur verici olduğunu dile getirdi. Ankara'ya ilk kez yaklaşık 40 yıl önce geldiğini anlatan Schmitt, aradan geçen bu sürede kentte meydana gelen muazzam değişimlere şahit olduğunu ifade etti.
''Ankara, biraz da Macarların şehri sayılabilir'' diyen Schmitt, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu takip eden yıllarda birkaç bin Macar mühendis bilimadamı ve işçinin Türkiye'nin çağdaşlaştırılmasında görev aldığını söyledi. Schmitt, Etnografya Müzesi'nin kurulmasında, Meteoroloji'nin temellerinin atılmasında, Stadyum ve Hipodrom inşalarında, yeşil alan ve ağaçlandırma planlarında Macarların görevlendirildiğini anlattı.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi bünyesindeki Hungaroloji anabilim dalının gönüllerinde özel bir yere sahip olduğunu dile getiren Schmitt, bugün üniversitenin yönetici ve öğrencileriyle bir araya gelmenin kendisini oldukça etkilediğini söyledi.
Macar-Türk ilişkilerinin yaklaşık bin 500 yıllık geçmişe dayandığını belirten Schmitt,''Macarlar için Türklüğün tarihini, lehçelerini, medeniyetini ve etnografyasını incelemek spesifik bir araştırma alanı değildir. Tam tersine fevkalade büyük önem taşır ve bu konularla ilgilenmediğimiz takdirde Macarların inkişafını, yurt tutuşlarının ayrıntılarını ve 14-18. yüzyıl tarihini anlayamayız'' diye konuştu.
Schmitt, iki ülkenin kültürüne ve diline karşı olan ilgiye cevap verecek Macar ve Türk kültür merkezlerinin kurulmasını gerekli gördüğünü söyledi.
İki ülke arasındaki ilişkilerin son on yılda olağanüstü geliştiğini vurgulayan Schmitt,''Macaristan bu sırada AB üyesi oldu ve bu sıfatla Türkiye ile katılım görüşmelerinin başlayabilmesine yardımcı oldu. Geçen 10 yıla yakın dönemde Türkiye önemli reformlar gerçekleştirdi. Türkiye'nin toplumsal ve ekonomik modernizasyonda, AB müktesebatıyla uyum sağlamasında, uluslararası saygınlığının güçlendirilmesinde elde ettiği neticelerle biz Macarlar da gurur duyuyoruz'' dedi. Schmitt, AB'nin tam üyesi olan, güçlü, modern ve demokratik Türkiye'nin Macaristan'ın da çıkarına olduğunu ifade etti.
DEVLET NİŞANI
Konuşmaların ardından Schmitt tarafından Gül'e üstün insani ve siyasi başarılarının göstergesi olarak Macaristan'ın en yüksek devlet nişanı takdim edildi. CumhurbaşkanıGül'ün Dışişleri Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı döneminde demokratik reformların hayata geçirilmesinde ve Türk-Macar ilişkilerinin geliştirilmesinde Büyük çaba harcadığını söyledi. Macar halkının Türkiye'nin son 10 yıldaki başarılarını gururla izlediğini ifade eden Schmitt, ''Sayın Cumhurbaşkanı'nın üstün insani ve siyasi başarılarının göstergesi olarak Macaristan'ın en yüksek devlet nişanını sunmak benim için şereftir'' dedi.
Schmitt, Gül'ün çabalarıyla iki ülke arasındaki işbirliğinin daha yüksek seviyelere çıkacağına dair inancını dile getirdi.
Kendisine Macaristan'ın en yüksek devlet nişanının verilmesinden dolayı teşekkür eden Gül, ''Bu nazik jestiniz Türk-Macar dostluğunun en mümtaz örneğini teşkil edecektir'' diye konuştu. Gül, nişanın Türk dostu Macar Cumhurbaşkanından almanın kendisi için büyük kıvanç olduğunu belirtti.