Yayın Tarihi:Cuma, Kasım 18, 2011
admin
Borçları nasıl çözecekler?'
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa’daki ekonomik kriz sebebiyle atanmış teknokratların borç sorununu çözemeyeceğini bildirdi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa'daki ekonomik kriz sebebiyle atanmış teknokratların ancak mıntıka temizliği yapabileceğini söyledi. Bağış, "Ekonomik krizi halka rağmen çözmek sadece pansuman tedavi olur, kalıcı olmaz." uyarısını yaptı.
TUSKON ve Avrupa Politika Merkezi'nin birlikte düzenlediği "Türkiye-AB: Ortak Çıkarların Yeniden Değerlendirilmesi" başlıklı konferansın açılışında konuşan Bağış, "Avrupa'da demokrasinin beşiği olarak tanınan, bize demokrasi konusunda geçmişte tavsiyelerde bulunan bazı ülkelerde, demokrasi ile iktidara gelmiş yönetimler yerine atanmış teknokratlar hükümetlerinin görev başına gelmesi aslında hepimizi düşündürmelidir." ifadelerini kullandı.
Ne Kopenhag ne de Maastricht kriterlerinde; milli iradeyi temsil etmeyen, seçilmemiş yöneticilerden atıf olmadığını belirten Bağış, "Aslında halkın seçmediği hükümetler ancak mıntıka temizliği yapabilir ama arazi düzenlemesi yapamaz." dedi.
Türkiye'nin de 2002'de kriz yaşadığını hatırlatan Bağış, "Ama iki sihirli kelime, Türkiye'nin ekonomik başarısının özetidir: İstikrar ve güven." diye konuştu. Bağış, istikrarın, tek partili güçlü hükümetle sağlandığını; güvenin ise halkın kendi seçtiği hükümete güvenmesi sonucunda yatırımlarını ortaya koymasıyla gerçekleştiğini ifade etti. Bağış, "Türkiye, büyümeye başladı; çark dönmeye başladı. Hamdolsun bugün Türkiye, Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi haline geldi." diye ekledi.
Avrupa'nın içinden geçmekte olduğu krizi aşmak için demokrasi dışı yollara başvurmamasının sağlanması gerektiğini belirten Bağış, "Avrupa'nın bu kriz içinde bir buhrana girip, üye ülkeler içinde birinci sınıf ve ikinci sınıf ülkeler diye bir ayrıma gitme hatasını engellememiz lazım." diye konuştu.
Demokrasinin, AB'nin en önemli kavramı olduğunu dile getiren Bağış, "Demokrasilerde 27 üye ülke adına 2 ülkenin her konuda karar vermesine kabul edilmemeli. AB üyesi ülkelerin her birinin egemenliğinin altının çizilmesi gerekir. Ama oy birliği gibi bir kavramla her şeyi kilitlemek de aynı şekilde yanlış olur." dedi.
Ekonomik krizi halka sormadan ve halka rağmen çözmenin sadece pansuman tedavi olacağına dikkat çeken Bağış, "Biz bu süreci yaşadık. Türkiye'yi de muz cumhuriyeti yapmak isteyen zihniyetler vardı ama millet onlara dur dedi. Güçlü bir iktidarla, mali disiplinle, kurallara uyan bir anlayışla bugün Türkiye'nin ortaya koymuş olduğu performans, zorluk yaşayan bütün ekonomiler için önemli dersler içermektedir." dedi.
Bağış, "Düne kadar son derece önemli olan demokrasiyi, Euro'nun kur fiyatı düştü diye ya da birtakım devletlerin tahvil fiyatları yükseldi diye gözden çıkarma lüksümüz olamaz." uyarısını yaptı.
TUSKON ve Avrupa Politika Merkezi'nin birlikte düzenlediği "Türkiye-AB: Ortak Çıkarların Yeniden Değerlendirilmesi" başlıklı konferansın açılışında konuşan Bağış, "Avrupa'da demokrasinin beşiği olarak tanınan, bize demokrasi konusunda geçmişte tavsiyelerde bulunan bazı ülkelerde, demokrasi ile iktidara gelmiş yönetimler yerine atanmış teknokratlar hükümetlerinin görev başına gelmesi aslında hepimizi düşündürmelidir." ifadelerini kullandı.
Ne Kopenhag ne de Maastricht kriterlerinde; milli iradeyi temsil etmeyen, seçilmemiş yöneticilerden atıf olmadığını belirten Bağış, "Aslında halkın seçmediği hükümetler ancak mıntıka temizliği yapabilir ama arazi düzenlemesi yapamaz." dedi.
Türkiye'nin de 2002'de kriz yaşadığını hatırlatan Bağış, "Ama iki sihirli kelime, Türkiye'nin ekonomik başarısının özetidir: İstikrar ve güven." diye konuştu. Bağış, istikrarın, tek partili güçlü hükümetle sağlandığını; güvenin ise halkın kendi seçtiği hükümete güvenmesi sonucunda yatırımlarını ortaya koymasıyla gerçekleştiğini ifade etti. Bağış, "Türkiye, büyümeye başladı; çark dönmeye başladı. Hamdolsun bugün Türkiye, Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi haline geldi." diye ekledi.
Avrupa'nın içinden geçmekte olduğu krizi aşmak için demokrasi dışı yollara başvurmamasının sağlanması gerektiğini belirten Bağış, "Avrupa'nın bu kriz içinde bir buhrana girip, üye ülkeler içinde birinci sınıf ve ikinci sınıf ülkeler diye bir ayrıma gitme hatasını engellememiz lazım." diye konuştu.
Demokrasinin, AB'nin en önemli kavramı olduğunu dile getiren Bağış, "Demokrasilerde 27 üye ülke adına 2 ülkenin her konuda karar vermesine kabul edilmemeli. AB üyesi ülkelerin her birinin egemenliğinin altının çizilmesi gerekir. Ama oy birliği gibi bir kavramla her şeyi kilitlemek de aynı şekilde yanlış olur." dedi.
Ekonomik krizi halka sormadan ve halka rağmen çözmenin sadece pansuman tedavi olacağına dikkat çeken Bağış, "Biz bu süreci yaşadık. Türkiye'yi de muz cumhuriyeti yapmak isteyen zihniyetler vardı ama millet onlara dur dedi. Güçlü bir iktidarla, mali disiplinle, kurallara uyan bir anlayışla bugün Türkiye'nin ortaya koymuş olduğu performans, zorluk yaşayan bütün ekonomiler için önemli dersler içermektedir." dedi.
Bağış, "Düne kadar son derece önemli olan demokrasiyi, Euro'nun kur fiyatı düştü diye ya da birtakım devletlerin tahvil fiyatları yükseldi diye gözden çıkarma lüksümüz olamaz." uyarısını yaptı.
