Yayın Tarihi:Çarşamba, Kasım 23, 2011
admin
Gül: AB İlkeleriyle Çelişti
Cumhurbaşkanı Gül, İngiltere'ye gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında İngiltere Parlamentosunun bir grup milletvekiline hitap etti. Konuşmasını İngilizce olarak yapan Gül, Türkiye-İngiltere ilişkileri ve Arap Baharına ilişkin değerlendirmelerde bulunduktan sonra Kıbrıs meselesiyle ilgili AB'ye mesajlar verdi.
Ada'da çözüme ulaşılmasını Rum tarafının engellediğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, AB ülkelerinin, Kıbrıs'ın tamamını temsil etmeyen Rum kesimini üyeliğe kabul ederek ilkeleriyle çeliştiğini söyledi. Gül, şöyle konuştu:
"AB, ortaya çıkabilecek böyle bir durumu ancak siyasi irade göstererek önleyebilir. İngiliz dostlarımız AB tarafında bu niyetin sergilenmesi için kritik rol oynayabilir."
"Ben burada Türkiye'nin doğru dostları arasındayım" diyen Gül, İngiltere ile Türkiye'nin bölgelerinde kilit rol oynadığını ve benzer görüşleri paylaştığını vurguladı. İki ülke arasındaki işbirliğini "mükemmel" olarak niteleyen Gül, işbirliğinin ikili ilişkileri de aştığını ve çok geniş coğrafyayı ilgilendirdiğini belirtti.
"Onlarca yıl ya da yüzyıllık ilişki değil"-
Gül, bugünkü toplantının ilişkilerin güçlenmesine ve iki ülke arasındaki tarihi dostluğa katkıda bulunacağına dair inancını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, "Tarihi derken onlarca yıl ya da yüzyıldan bahsetmiyorum. Diplomatik ilişkilerimiz 16. yüzyıla kadar uzanıyor" dedi.
Türkiye'den İngiltere'ye ilk devlet ziyaretini yaklaşık 150 yıl önce Sultan Abdülaziz'in yaptığını anımsatan Gül, tarihçiler tarafından Osmanlı'nın gücünün gösterilmesi, dönemin önemli ülkeleriyle dostluk bağlarının güçlendirilmesi ve Avrupa'nın önde gelen ülkelerindeki idari ve sosyal yapının görülmesi şeklinde sıralanan o dönemdeki gezinin amaçlarının, ilişkilerin 150 yılda çeşitlenmesine rağmen bugün de uygun görülebileceğini ifade etti.
Türkiye ile İngiltere arasındaki iyi ilişkilerin iki ülkenin de güçlenmesine katkı sağladığının altını çizen Gül, "Halklarımızın yaşam standardını artırmak için hala birbirimizden öğreneceğimiz ve yararlanacağımız çok şey var" diye konuştu.
Dünyadaki değişim süreci
Cumhurbaşkanı Gül, dünyanın tarihi bir değişimden geçtiğine dikkati çekerek,
"Yaşanan gelişmelerle başa çıkmak için seçilecek yol gelecek nesillerin yaşamını da etkileyecek" dedi.
Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'dan Ortadoğu'ya eski düzenlerin değişmek üzere olduğunun altını çizen Gül, şöyle devam etti:
"Gerçekten keşfedilmemiş denizlere doğru yol alıyoruz. Türkiye ve İngiltere hepimizin içinde bulunduğu geminin doğru yolda ilerlemesi için dümenin kontrol edilmesine yardımcı olabilir. Türkiye ve İngiltere G-20 bünyesinde dünya ekonomisini istikrara kavuşturmak için ortak çaba içinde, Avrupa'nın bütünüyle daha özgür ve barış içinde olması için uğraşıyor, NATO'da güvenlik için işbirliği yapıyor, Afganistan, Irak ve Libya gibi coğrafyalarda güvenlik ve istikrarı yerleştirme gayretinde, Ortadoğu ve Kuzey Afrika halklarının dönüşüm ve demokrasi mücadelesine katkı veriyor.
Arap Baharı sürecinde hangi ülkede neler olacağına dair sağlıklı öngörüde bulunmak için erken, ancak açık olan şey bölgede kaçınılmaz ve geri dönüşü olmayan demokrasi sürecinin başladığıdır. Umarız, bölge halklarının saygın bir hayat sürme hayalleri gerçekleşir. Bu yolda halkların da direksiyonda olacağına şüphe yok."
"İki yıldır tek bir fasıl bile açılmadı"
Gül, bir İngiliz parlamenterin Türkiye-AB ilişkilerine dair sorusu üzerine, Türkiye'nin en hızlı büyüyen Avrupa ülkesi olmasına rağmen son iki yılda tek bir müzakere faslının dahi açılmadığına işaret etti. Türkiye'nin Avrupa için en güvenli enerji tedarikçisi olacağının altını çizen Gül, enerji faslının açılmadığını da dile getirdi.
Türkiye'nin AB serüveninin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Gül, süreç sonunda üyeliğe Avrupa ülkelerinin olduğu kadar Türk halkının da karar vereceğini söyledi.
Ada'da çözüme ulaşılmasını Rum tarafının engellediğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, AB ülkelerinin, Kıbrıs'ın tamamını temsil etmeyen Rum kesimini üyeliğe kabul ederek ilkeleriyle çeliştiğini söyledi. Gül, şöyle konuştu:
"AB, ortaya çıkabilecek böyle bir durumu ancak siyasi irade göstererek önleyebilir. İngiliz dostlarımız AB tarafında bu niyetin sergilenmesi için kritik rol oynayabilir."
"Ben burada Türkiye'nin doğru dostları arasındayım" diyen Gül, İngiltere ile Türkiye'nin bölgelerinde kilit rol oynadığını ve benzer görüşleri paylaştığını vurguladı. İki ülke arasındaki işbirliğini "mükemmel" olarak niteleyen Gül, işbirliğinin ikili ilişkileri de aştığını ve çok geniş coğrafyayı ilgilendirdiğini belirtti.
"Onlarca yıl ya da yüzyıllık ilişki değil"-
Gül, bugünkü toplantının ilişkilerin güçlenmesine ve iki ülke arasındaki tarihi dostluğa katkıda bulunacağına dair inancını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, "Tarihi derken onlarca yıl ya da yüzyıldan bahsetmiyorum. Diplomatik ilişkilerimiz 16. yüzyıla kadar uzanıyor" dedi.
Türkiye'den İngiltere'ye ilk devlet ziyaretini yaklaşık 150 yıl önce Sultan Abdülaziz'in yaptığını anımsatan Gül, tarihçiler tarafından Osmanlı'nın gücünün gösterilmesi, dönemin önemli ülkeleriyle dostluk bağlarının güçlendirilmesi ve Avrupa'nın önde gelen ülkelerindeki idari ve sosyal yapının görülmesi şeklinde sıralanan o dönemdeki gezinin amaçlarının, ilişkilerin 150 yılda çeşitlenmesine rağmen bugün de uygun görülebileceğini ifade etti.
Türkiye ile İngiltere arasındaki iyi ilişkilerin iki ülkenin de güçlenmesine katkı sağladığının altını çizen Gül, "Halklarımızın yaşam standardını artırmak için hala birbirimizden öğreneceğimiz ve yararlanacağımız çok şey var" diye konuştu.
Dünyadaki değişim süreci
Cumhurbaşkanı Gül, dünyanın tarihi bir değişimden geçtiğine dikkati çekerek,
"Yaşanan gelişmelerle başa çıkmak için seçilecek yol gelecek nesillerin yaşamını da etkileyecek" dedi.
Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'dan Ortadoğu'ya eski düzenlerin değişmek üzere olduğunun altını çizen Gül, şöyle devam etti:
"Gerçekten keşfedilmemiş denizlere doğru yol alıyoruz. Türkiye ve İngiltere hepimizin içinde bulunduğu geminin doğru yolda ilerlemesi için dümenin kontrol edilmesine yardımcı olabilir. Türkiye ve İngiltere G-20 bünyesinde dünya ekonomisini istikrara kavuşturmak için ortak çaba içinde, Avrupa'nın bütünüyle daha özgür ve barış içinde olması için uğraşıyor, NATO'da güvenlik için işbirliği yapıyor, Afganistan, Irak ve Libya gibi coğrafyalarda güvenlik ve istikrarı yerleştirme gayretinde, Ortadoğu ve Kuzey Afrika halklarının dönüşüm ve demokrasi mücadelesine katkı veriyor.
Arap Baharı sürecinde hangi ülkede neler olacağına dair sağlıklı öngörüde bulunmak için erken, ancak açık olan şey bölgede kaçınılmaz ve geri dönüşü olmayan demokrasi sürecinin başladığıdır. Umarız, bölge halklarının saygın bir hayat sürme hayalleri gerçekleşir. Bu yolda halkların da direksiyonda olacağına şüphe yok."
"İki yıldır tek bir fasıl bile açılmadı"
Gül, bir İngiliz parlamenterin Türkiye-AB ilişkilerine dair sorusu üzerine, Türkiye'nin en hızlı büyüyen Avrupa ülkesi olmasına rağmen son iki yılda tek bir müzakere faslının dahi açılmadığına işaret etti. Türkiye'nin Avrupa için en güvenli enerji tedarikçisi olacağının altını çizen Gül, enerji faslının açılmadığını da dile getirdi.
Türkiye'nin AB serüveninin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Gül, süreç sonunda üyeliğe Avrupa ülkelerinin olduğu kadar Türk halkının da karar vereceğini söyledi.