Yayın Tarihi:Perşembe, Kasım 24, 2011
admin
Onlara da Her Yer Trabzon
İki Alman, bir Rus, bir Türkmen ve Trabzonlular... Şampiyonlar Ligi'nde Trabzonspor'un Inter'le karşılaştığı maç gününde, Karadeniz şehri, dört bir yandan konuklar da ağırlıyordu...
Trabzonspor’un Şampiyonlar Ligi B grubunda, İtalyan devi Inter'i ağırladığı maçta Medyaspor olarak şehrin nabzını tuttuk, Trabzon sokaklarından yansıyan manzaraları sizler için yokladık...
Yolculuk boyunca karşılaştığımız ilginç olaylar, taraftarlar ve dinlediğimiz hikayeler, futbolla yatıp futbolla kalkan şehre yakışır nitelikteydi. Fakat Trabzon insanının bu haline alışkın olsak da, bizleri esas şaşırtan, şehirde rastladığımız yabancı futbolseverlerdi. Her birinin öyküsü, birbirinden ilginçti… Bunlardan biri de dünya futbolunu yakından takip eden ve birçok ülkede maç heyecanı yaşamayı adeta bir hayat tarzı haline dönüştürmüş iki Alman futbolseverdi.
Biri Eintracht Frankfurt, diğeri Alemannia Aachen taraftarı olan iki arkadaş, etkilendikleri olayları MEDYASPOR'a anlattı.
"GREMIO TARAFTARI BAMBAŞKA"
İki arkadaşın isimleri de futbol tutkuları gibi aynı: Cristian. Almanya’da memur olarak görev yapan ve 4 haftalık tatillerinin tamamını dünyanın dört bir yanındaki önemli maçları canlı seyretmek için harcayan iki dost, ucuz bilet buldukları anda hemen yola çıktıklarını söylüyor. Bu sayede tam 48 ayrı ülkede, 100'e yakın farklı statta canlı maç izleyen Cristianlar, en çok etkilendikleri taraftarların, Uruguay, Brezilya ve Arjantin'de olduğunu söylüyor. Fakat Gremio tribünleri onlar için apayrı bir yerde…
Barcelona ve Real Madrid gibi dünya devlerinin mücadelelerini de izlediklerinden bahseden iki Alman, buradaki atmosferlerden ise nefret ettiklerini, taraftarlık namına hiçbir anlayışın olmadığını söyleyerek masadaki herkesi şaşırtıyor...
Kendilerine şehri gezdiren Trabzonsporlularla birlikte Boztepe'den objektiflere poz veriyorlarken. (Ortadaki ikili)
TRABZONSPORLU TARAFTARLAR
Trabzon şehrine hayran kaldıklarını dile getiren Alman futbolseverler, şehrin takımla olan bütünleşmesinin de hat safhada olduğunu gözlemlemiş.
Trabzonspor taraftarlarından övgüyle söz eden iki dost, bordo mavili taraftarları, 'çılgın, sempatik ve güler yüzlü' olarak tanımlıyor.
Her gittikleri yerin bordo mavi olması sebebiyle şaşkına döndüklerini söyleyen futbolseverler, Avni Aker Stadı ile ilgili de "Biz eski statları seviyoruz. Avni Aker Stadı da oldukça sempatik bir stat. Taraftarlardan stadın yenileneceğini duyduk, bizce buna hiç gerek yok." ifadelerini kullanıyor.
Cristianların en beğendiği stat ise Napoli'nin San Paolo Stadı…
"FENERBAHÇE TARAFTARI KORKUNÇ"
Bu, iki arkadaşın Türkiye’ye ilk gelişi de değil. 2008-2009 sezonunda Galatasaray’ın Trabzonspor’u 3-0 mağlup ettiği maçın yanı sıra, Fenerbahçe'nin maçına da gitmişler… Alman futbolseverlerin Fenerbahçe macerası ise pek iyi geçmemiş. Olaylı bir maç yaşadıklarını söyleyen Almanlar, taraftarlar için de, "Gerçekten çok korkunçlardı"demekle yetiniyor.
Türkiye'deki favori takımlarını sorduğumuzda "Trabzon" yanıtı alıyoruz. "Bugünlük mü, yoksa genel olarak Trabzon mu?"sorusuna ise gülerek "Maçtan sonra belli olacak" diyorlar...
Soldaki ve ortadaki Cristian. En sağdaki taraftar Burçak Sağlam ise "Alman görünümlü Türk" olarak kadrajda yerini alıyor.
HALİL ALTINTOP’U UNUTMAK İSTİYORLAR
Almanya’dan iki futbolseveri yakalayınca – ki birinin de Eintracht Frankfurt'lu olduğu göz önüne alınınca - sezon başında Frankfurt’tan Trabzonspor'a transfer olan milli futbolcumuz Halil Altıntop’u da soruyoruz kendilerine. Fakat pek beklediğimiz gibi bir yanıt alamıyoruz; zira Cristianlar Halil’den yana epey dertli. Almanlar Halil için "Eintracht Frankfurt'taki performansını unutmak istiyoruz. Hiçbir zaman vasatı aşmamıştı, sadece koşuyordu. Umarım Trabzonspor'da iyi işler başarır." cümlelerini kullanıyorlar. Tabii maç öncesinde… Inter maçındaki iyi performansından sonra ne düşündüklerini az çok tahmin edebiliyoruz…
BORDO MAVİ OKUL ETKİLEDİ
Seyahatimiz boyunca karşılaştığımız ilginç hikâyelerden bir diğeri de biri Rus, diğeri Türkmenistanlı iki arkadaşın Trabzonspor serüveniydi.
Türkmenistanlı Murad Akiyev, Trabzon’da öğrenci. Elektrik-elektronik mühendisliği okuyor. Onun Trabzonsporluluğu şehre gelmesinden çok önce başlamış. Ülkesinde okuduğu Türk Koleji’nin müdürü, okulun tamamını bordo maviye boyayacak kadar koyu Trabzonsporluymuş.“Kocaman bir televizyonu vardı, tek başına Trabzonspor maçını izlerdi” diye anlatıyor Murad. Bordo mavili ekiple ilk tanışması böyle olmuş. Sonra sonra yavaş yavaş sempati duymaya başladığını ve kuzeninin üniversite için Trabzon’a gelmesiyle birlikte, sürekli ondan dinlediği Trabzonspor’a kendini kaptırdığını anlatıyor…
Murad kombinesiyle poz verirken.
İLK BİLETİ TOLGA’DAN
“Benim için Türkiye, Trabzon demek” diyen Murad, tam 8 senedir Trabzon’da. Kapalı tribün kombinesi alacak kadar hasta Trabzonsporlu olan Türkmen futbolsever, kendisine ilk maç biletini ise kaleci Tolga Zengin’in verdiğini söylüyor…
“Okulu bitirince dönecek misin?” sorusuna ise “Ailem…” diyor sadece. Bugünlerde telaşla halletmeye çalıştığı iş ise, Türkmenistan’daki evine Lig TV’yi bağlatmak… Memleketinde internetin çok kötü olduğunu söyleyen Murad, maçları izlemek için başka çaresi olmadığını söylüyor.
“EN ÇOK TRABZONSPOR’DAN KORKUYORLARDI”
Murad’ın Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden arkadaşı olan Rus Pavel Prokofyev’in öyküsü ise çok daha değişik. İnşaat Mühendisliği ikinci sınıf öğrencisi olan Pavel, Trabzonspor’u desteklemeye Rusya’da başlamış. Ülkesindeyken Türkiye ligini takip ettiklerini söyleyen Pawel, arkadaşlarının çoğunun Fenerbahçeli olduğunu anlatıyor. Trabzonspor’u seçme sebebi ise oldukça ilginç: “Arkadaşlarımın hepsinin en korktuğu takım Trabzonspor’du. Ben de Trabzonspor’u seçtim…”
İki metreye yakın boyuyla karşısında saygıyla oturduğumuz Pavel’ın bir diğer ilginç yönü ise Rusya’da herhangi bir takımı desteklemiyor olması…
GÜRCÜLER DE ŞEHİRDE
Şehirdeki yabancı futbolseverler arasında Gürcüler de vardı. Komşu Gürcistan'dan kalkıp Trabzon'a gelen turistler, gördükleri bordo mavili taraftarlarla sarmaş dolaş kenti geziyordu.
Tribünlerdeki Interli taraftarlarla yaşanan ilginç diyaloglar da günden elde kalanlar arasındaydı. Rakip tribüne yakın seyirciler atkı alışverişi yapmak isteyince seslenme sıkıntısı ortaya çıkmıştı. Kimisi "Sinyor" diye bağırarak dikkat çekerken, arada "Berlusconi" diye seslenenler de işitenleri güldürüyordu. Atkı talebine "Yok" işareti yapan İtalyan taraftarlara gelen cevap da ilginçti. Boynundaki atkıyı çıkararak karşı tribüne fırlatmak için hazırlayan Trabzonsporlu "Biz sizin gibi aç değiliz, al bakayım bu atkıyı" diyerek hamlesini yapıyordu.
KADINLAR ERKEKLERİ GEÇTİ
“Uluslararası taraftarlar” bir tarafa, tüm gün maç için hazır kıta bekleyen şehirde Trabzon kadınlarının maça ilgisi de oldukça yoğundu. Trabzon’un yenilenen meydan parkından geçerken bizi durduran 60 yaşının üstündeki teyze, “Interasyon mu neydi uşağım, yeneceuk olari” diyerek maç öncesi hepimize moral veriyordu.
O gün yaşanan bir başka ilginç olay ise TS Club’ta geçecekti. Mağazaya gelen orta yaştaki iki Trabzonlu kadın “Trabzonspor maçına bilet istiyoruz” diyordu tezgah arkasındaki çalışana. “Abla burada bilet bulamazsın” yanıtına “Biz zaten kadınlara bedava olanlardan istiyoruz” karşılığını alan çalışan, “Bu maçta uygulanmıyor o kural abla” diyordu… Fakat bilet isteyen kadınların son sözü çalışana tokat gibi gelecekti. O cevap hem komik, hem de şehir kadınlarının futbolla ne kadar iç içe olduğunun kanıtı niteliğindeydi: “Onu biz de biliyoruz herhalde! Beşiktaş maçından bahsediyoruz bir saattir…”
HARİKA FUTBOL, KAÇAN GALİBİYET
Peynirlisi, kıymalısı, kuymağı ve köftesiyle mideleri dolduran taraftarlar, bordo mavi kokan şehri adımlayarak maça akıyordu son olarak… Trabzonspor Inter’i elinden kaçırıyor, fakat 1-1’lik skor moralleri bozmuyordu. Sahada oynanan futbolla tatmin olan Trabzonspor tribünleri, Lille maçı için daha da heyecanlanmış ve heveslenmiş bir şekilde tribünleri terk ediyordu.
Seremonide çalan Şampiyonlar Ligi müziğiyle buğulanan gözleri kurumayan bordo mavi yürekler, 7 Aralık’a kadar sevinçlerini içlerine gömüp, Adrian’ın direğe çarpan topunun kaleye girdiği rüyaları görmek üzere uykuya dalıyordu…
kaynak: medyaspor
