Yayın Tarihi:Pazar, Kasım 27, 2011
admin
Youtube Artık Kişisel Bir Dijital Yayın Merkezi
Google’ın 2006 yılında Youtube’u satın aldığı günden bu yana radikal bir değişiklik yaptığını hatırlamıyorum. Neyse ki son değişiklikler 5 yıllık dönemin sonunu getirdi. Google’ın Google+ ile mayaladığı yeni Youtube, nihayet günümüzün internet çağını yakaladı ve geleceğe adım attı.
İnternette medya tüketiminin en üst seviyeye ulaştığı günümüzde Youtube’u halen sadece videoların eklendiği bir site olarak görmek can sıkıcıydı. O nedenle ülkemizde Youtube’da gezinmekle Facebook’ta takılmak arasında bir fark görülmemiş ve Youtube, Facebook’un arkasına düşmüştü.
Bugün gelinen nokta kullanıcıyı merkeze alıyor ve bize ABD’li bir gençlerin çılgın videolarıyla (halen biraz var) karşılaşmaktan öte kişisel bir dijital yayın dünyası sunuyor.
Şahsen video sitelerinde çok vakit geçiren, video yükleyen biri olmamama rağmen Youtube’un yeni haline kayıtsız kalamayıp bazı Youtube kanallarını takibe aldım. Üstelik yeni Youtube, sadece kanallar etrafında dönmüyor. Google+ ve Facebook ile ilişkili videoları da kendi video akışımda görebiliyorum.Yükselen, popüler ve müzik videolarını da farklı başlıklar altında takip edebiliyorum.
Kısa süre önce Google hesabımın Youtube’a otomatik giriş yapmasıyla bir şeylerin değiştiğini farketmiştim ama bu kadar olumlu bir gelişme beklemiyordum. Çünkü bu dönüşümle bence “daha az video izletecek” bir tasarıma geçilmiş ama kullanıcılara istediği medya tüketimini daha kontrollü bir şekilde yapma fırsatı verilmiş. Bu da Youtube’un profesyonel medya şirketlerine ve içeriklerine yaptığı yatırımın önünü açıyor.
İsteyenler yine ‘browse‘ başlığından (Youtube halen 50 dil seçeneği arasına Türkçe’yi eklemiş değil) eski görünümde videolar arasında gezinebilir. Ancak üstteki sekmeler, özellikle son 2 sekme benim daha fazla ilgimi çekiyor. Bunlar canlı yayın ve eğitim bölümlerine yönlendiriyor ki, Youtube’un bu sene canlı yayın dönemini başlattığını ve büyük ilgi çektiğini biliyoruz. Eğitim tarafına geçtiğimizde ise online eğitimin yükselişi ve önümüzdeki 40-50 yılda geleneksel üniversitelerin varolmayacağı öngörüleri akla geliyor.
webrazzi